İşte size İncil’den sonra dünyada en çok çevirisi yapılmış, üzerine birçok yorum, inceleme, araştırma yapılmış ve şerhler düşülmüş, doğu öğretilerinin en temel kitaplarından birisi olan Bhagavad Gita’nın yazım dili olan Devanagari alfabesi, Sanskrit transkripsiyonu ve Türkçe çevirisi ile hazırlanmış ve anahtar kavramların açıklaması yapılmış bir kitap, bir başvuru metni..
Kendilik bilgisinin, kendini bilmenin en dolaysız ve en çarpıcı biçimde aktarıldığı bu kitaptaki bilgelik öğretisi, Sokrates’in Delfi Tapınağı’nın kapısındaki bilgelik aktarımı olan ‘Kendini bilen, Tanrılarını bilir’ ya da Tasavvufun deyimiyle ‘Kendini bilen, Rabbini bilir’ sözünü bir başka coğrafyadaki ete kemiğe bürünmüş, aynı gönül diliyle aktarılmış, aynı bakış açısıyla kaleme alınmış halidir.
Kendi özümüzü tanıdığımızda, benliğimizin ötesindeki kendiliğimizi, yani Asıl Olan’ı bildiğimiz zaman ‘Tek, Yalın ve Son Gerçeğe’ ermiş olunacağı inancı ve öğretisiyle hem Yoga felsefesinin asırlar boyunca temel başvuru kitaplarından birisi olmuş hem de içerdiği manevi yaşamın sonsuzluğuna ait varoluş bilgisiyle tüm insanlığa hitap eden kadim bilgelik kitaplarından biri olarak önemini ve canlılığını hiç kaybetmemiştir.
(Arka Kapak Yazısı)